Milattan önce yaklaşık 1375-1365 yıllarında Suppiluliumas büyük Hitit İmparatorluğunu meydana getirirken Kral İkinci Sunassura'nın da Kizzuvatna'nın gücünü artırmış olduğu düşünülmektedir. Sunnassuras eski Hitit bağını reddetmiş ve Suppiluliumas ile yeni bir anlaşma yapmıştır. Bu antlaşma Kizzuvatna'yı Hitit Konfederasyonunda bırakmakla beraber onun herhangi yabancı bir devletle politik ilişkilere girişmesini kabulleniyordu. Anlaşmanın bu hükmü Kizzuvatna'yı Hitit devletinin himayesindeki krallıklar arasında özel bir ayrıcalığa sahip kılmaktaydı. Kizzuvatna'nın bu özel durumu Arzava ve Mitanni ile ayni seviyede bulunmasını sağlamış ve hatta onların yıkılışından sonra da daha bir süre önemini koruma imkânını vermiştir.
Buna bağlı olarak Hititler Kizzuvatna'dan bazı kasabalar almışlardır ki, bunlar arasında önemli bir dinî merkez olan Kummanni (Komana) başta gelmektedir. Suppiluliumas buraya oğlu Telipinu'yu rahip yapmış ve şehrin manastırına hediyeler vererek kendinden önce gelen kralların adetlerini devam ettirmiştir.
Hurrilerin nüfusun çoğunluğunu oluşturduğu Kizzuvatna ülkesinin Hititler açısından önemi, kültürel ve ticari ilişkilerin yoğunluğunun ileri düzeyde olmasıyla açıklanabilir. Kültürel anlamda Hurri kültürünün ve dininin Hititlere aktarılmasında Kizzuvatna ülkesinin katkısı büyüktür. Hititlerce en önemli Tanrı olarak görülen Fırtına Tanrısı Teşup ve onun eşi olan bereketlilikle ilgili Tanrıça Hepat’ın Kizzuvatna ülkesinde tapınım merkezleri bulunması bile Kizzuwatna’nın Hitit kültürü üzerindeki etkisini göstermesi açısından dikkat çekicidir.
Ticari açıdan Kizzuvatna, sahip olduğu liman kentleri vasıtasıyla da Hititlerin denize açılmasının anahtarını elinde tutmaktaydı. Hitit metinlerinde Ura isminde bir Kizzuwatna liman kentinin adı geçmektedir ve söz konusu kentin Hitit ticareti açısından taşıdığı önem metinlerden açıkça anlaşılmaktadır.
Kizzuwatna ülkesinin en önemli yerleşim merkezleri Lawazantiya, Kummanni, Tarşa, Adaniya ve Ura’dır. Lawazantiya, Kummanni yerleri konusunda fikirler bulunmakla beraber netlik yoktur. Tarşa’nın Tarsus’taki Gözlükule höyüğü olduğu, burada Hitit kralı Telipinu ile anlaşma yapan Kizzuwatna kralı İşputahşu’ya ait bir mühür baskısının bulunmasından dolayı kesin olarak bilinmektedir. Adaniya ve Ura’nın konumu ise hala tartışmalıdır.
Adana’daki Tepebağ höyüğünün eski Adaniya kenti olabileceğini düşünülmektedir. Çukurova Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr Serdar Girginer, Hitit çağında Kizzuvatna ülkesinin yer aldığı Çukurova’da yaptığı arkeolojik çalışmalar neticesinde Adana’daki Tepebağ höyüğünün eski Adaniya kenti olabileceğini ileri sürmektedir.
Sonuç olarak Kizzuvatna'nın Adana açısından önemi, Çukurova'nın güney orta kısımlarına Adaniya memleketi denmesi ve dolayısıyla Adana şehrinin Milattan önce 1650 tarihlerinde kendisinden isim aldıracak kadar önem taşımış olmasından kaynaklanmaktadır. |